p-ISSN: 1300-0551
e-ISSN: 2587-1498

Seyhan HASIRCI

Professor of Sports Science, Germany

Anahtar Sözcükler: Sporda şiddet, saldırganlık, holiganlık, üniversite

Öz

Sporda şiddet konusuna girmeden önce şiddet ve şiddetin tarihsel gelişimine ve şiddetin teorilerine kısaca bakmakta yarar vardır. Şiddet ya da saldırganlık insanların var oluşundan itibaren ve insanın yaşamını sürdürebilmesi için her zaman doğasında var olan bir olgudur. Ama ne var ki, şiddetin ortaya çıkması öylesine bir noktadan sonra oluşuyor ki! Bu ortaya çıkış şiddeti uygulayan kişi ile şiddetin uygulandığı kişi ya da kişilerin beklentileri, durumları ve amaçlarına göre farklılık göstermektedir. Şiddet ister savunma, ister saldırı amacıyla başladığı andan itibaren artık insanların, insanca davranışın dışına çıktığını buradan bir kez daha hatırlatmak gereklidir. Şiddetin çok farklı tanımı yapılmış olmasına rağmen kesiştikleri ortak nokta; “Kişisel veya gurupsal amaçlar uğruna fiziksel ya da duygusal baskı yöntemlerine başvurulmasıdır” olarak özetlenebilir. Saldırganlık tüm hayvanların ve insanların temel özelliklerinden biri olabilir; ancak bu özellik, onların yıkıcı etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik olarak evrimleşmiş denge ve düzenleme mekanizmalarından ayrı düşünülemez. İnsanlarda olduğu gibi, insanın en yakın akrabaları olan diğer primat topluluklarının da en önemli özelliği; işbirliği ve kalıcı toplumsal özelliklerdir. Toplumun üyeleri birbirleri için hem birer rakip hem de birer arkadaştır. Yine bazı primat türlerinde topluluktaki bireyler arasında geçen şiddet olaylarına sık rastlanır. Gruptaki iki bireyin üçüncüsünü saf dışı etmek için güçlerini birleştirdiği gözlenebilir. Şiddet genel olarak sıralanacak olursa; kozmik şiddet, püsküren şiddet, eğiten şiddet, sindiren şiddet ve çıkarcı şiddet türlerinin hayatın her alanında rahatlıkla görüldüğü söylenebilir. Bu bağlamda yukarıdaki açıklamaların ışığı altında sporda şiddet konusunda özellikle son yıllarda şiddet nedeniyle meydana gelen üzücü olayları yaşamaktayız ve bu durum bizleri ister istemez bu alanda daha yoğun çalışmalara itme ihtiyacını doğurmaktadır. Özellikle dünya üniversitelerin bu alanda yoğun bir işbirliği ve çalışmaya girmesinin kaçınılmazdır. Çalışmalar, uluslararası dostluk ve barışa katkı sağlanmasına hizmet etmek yönünde olmalıdır. Bu konuşmada sporun aslında uluslararası barış ve demokrasiye olan katkıları söz konusu edilirken, şiddetin spor alanlarındaki genel görünümüne ve futbolda şiddete karşı özellikle Almanya’da yürürlükte olan taraftar projelerine değinilecek ve bazı öneriler sunulacaktır.